Başlangıç
Bölüm Bir - Gri bulutlar, karga sesleri ve yosun kokusu. Nikoloyeviç'in gözünden.
Hava kapalıydı, 'iç boğucu' diye düşündü çocuk. Yüzüne bir tebessüm yayıldı, uzun ince parmaklarını saklamak istercesine dudaklarına götürdü. Teni soğuktan ve uzun zamandır güneşi görmemesinden dolayı bembeyazdı ve onca insanın arasında hayalet gibi görünüyordu. Boğazlı siyah bir kazak ve çoğu yeri yırtılmış bir pantalon vardı zayıf tenini saklayan. Eğer Miami'nin yazında olsa idi kesinlikle aynı kıyafetleri taşırdı. El ve ayak bileklerinde, boğazında sargılar vardı yaraları kapatan ve onların haricinde mi? Morluklar vardı hemen her yerinde. Çoğu insanın aksine okula gitmemiş, evde öğrenim görmüştü dolayısıyla hiç arkadaşı da yoktu. Ev ahalisinin ilginç derecedeki kayboluşu üzerine oradan ayrılmıştı. Adı Nikoloyeviç'ti; ya da en azından o öyle çağırılmıştı şu güne kadar. Adını benimsememişti gerçi hiçbir zaman. Rus olduğuna da inanmıyordu, Ruslar mutludur. Düşüncesi üzerine kahkaha atmamak için dilini ısırdı. İlk bulduğu tahta banka dinlenme amacıyla yerleşmiş ardından yanına orta yaşlı bir adam gelmişti ki o, gazetesini okurken mutlu gözükmüyordu. Aynı şekilde az ilerideki limanda çalışan işçiler de öyle.
Fakat az ileride dondurma alan kız mutlu gözüküyordu, Nikoloyeviç'e mutluluğu o öğretebilir miydi peki? Mutluluk neydi en ufak bir fikri yoktu oğlanın yine de kahkalarla gülen, arkadaşları olan insanların hayattan zevk aldığını duymuştu. İnce bacakları hareket etti, doğruldu ve kıza doğru ilerledi. Bir şey mi söylemeliydi? İçi acıdı, sol göğsünün oralarda bir yer.