Novia Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Veranova

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Veranôva Dé Lauretté
Tılsım Profesörü



Mesaj Sayısı : 1

Veranova Empty
MesajKonu: Veranova   Veranova Icon_minitimePtsi Mayıs 24, 2010 5:42 pm

Karakter Yaşı : 25
İstenen Meslek : Tılsım Profesörü & Okul Müdüresi.
Hogwarts’ın tepesinde doğmuş bir ışık kaynağı, herkesin keyfini yerine getirircesine gülümsüyordu. Güneşin sudaki yansıması büyüleyici görünüyordu. Havanın, geçen günlerdeki gibi soğuk olmadığına seviniyordum. Gülümseyerek pencereden göle bakarken koşup düşen ikinci sınıflar gördüm. Birbirlerini kovalıyorlar, taşa ya da kendi ayaklarına takılarak düşüyorlardı. Birbirlerine yardım ederek, bu kovalamacaya devam ediyorlardı. Yere düşene yardım etmek, bana göre değildi. Yere düşene bir tekme de ben vururdum, hatta iki tekme…

Güneş, yüzeyi ısıtıyor; aydınlanmamış yer bırakmıyordu. Karanlıklara dil çıkararak parlıyordu, inatla. Şu anda karanlık olan tek şey, insanların içindeki kötülüktü. Bu karanlığı aydınlatabilecek tek güneş de iyilikti. Peki aydınlanmak isteyen kimdi? Ben, içimdeki karanlıkla mutluydum. Güneşime ihtiyacım yoktu. Artık, insanlar içindeki aydınlıktan eser kalmayacak bir biçimde, kendi karanlıklarına çekilmeliydiler. Ya da ben, zorla bunu yapabilirdim… Sessizce ve sakince… İnsanların içlerine girerek… Güvenlerini kazanarak… Güneşlerini alarak… Kendini bir şey sanan kişilerin havalarını söndürmenin zamanı gelmişti.

Altın, en iyi iletkendir ve altın olmadığı zaman, yerini gümüşe bırakır. Eğer gümüş de yoksa bakır, onun yerini almaya çalışır, ama altını yine de aratır. Altının yerini hiçbir şey dolduramaz. Altın varken, bakır ayaklarımızdaki toprak gibi ezilir, bundan kaçınılamaz.

Botanik kitabını ve gerekli malzemeleri çantama doldurdum ve kendimi yatakhaneden dışarı attım. Biraz daha zaman vardı, yemeğe gitmek için erken sayılırdı. Ortak salonda, şöminenin yanına çöktüm ve kitap okumaya başladım. Kitap okurken, yüz ifadem olan olaylara göre şekilleniyordu. Gelen geçen bana bakarken, ben hiç oralı olmuyordum.

“Gisellé Lacy Dé Lauretté. Sen de?” Arkamdan gelen ses, fazlasıyla tanıdıktı ve kendini tanıttığı soy isim, benimkinin aynısıydı. Bir dakika, Jizz?

“Jizz?” diye bir soru yönelttim. Sesim titrek çıkmıştı. Yüzümü ona döndüm ve baştan aşağı süzdüm. Tam benim tipim gibiydi, ama bu Jizz miydi?

“Ben Nova, Veranôva Jyné Dé Lauretté. Ancak sen kardeşini bilir misin ki?” Beni tanıdığından şüphem vardı. Babamın benden bahsettiğini sanmıyordum ve annesinin de benden bahsetmiş olması, çok garip kaçardı. Evet, beni tanımıyor olmalıydı…

“Sen kiminle dalga geçiyorsun? Git de kendine eğlenecek başka birilerini bul.”Jizz’in yüzünde acı bir tebessüm vardı. Açıkçası içim acıyordu. Jizz, ellerini yumruk yaptığında gözlerimi onun gözlerinden kaçırdım ve arkamı döndüm. Şöminedeki yanan ateşe bir süre baktım.

"Peki baban nerede? Ya da annen?” Kaç yıldır tek başıma bir evde kalıyordum ve kendi ayağımın üstünde durmasını öğrenmiştim. Küçükken Jizz’le olan hatıralarımız su yüzüne çıkar gibiydi. Annesi babamın metreslerinden biriydi. Benim annemin de, onun annesinden bir farkı yoktu. Benim annem daha kötüydü, ama yine de konumları aynıydı. Babamı hiçbir zaman sevmemiştim ve sevmeyecektim, onun ne kadar kötü biri olduğunu düşününce… Kendime iyi demiyorum, ama kimsenin hayatıyla oynamadım. Kimsenin ailesini elinden almadım. Aile, benim için çok özel bir kavramdır… Annemi de sevdiğim söylenemezdi. Beni bırakıp gitmek zorundaydı belki, ama kötü biriydi… Gisellé’yle kardeş olduğumuza göre, aynı binada olmamız da çok ilginç sayılmazdı. Geçmişimizin ne kadar sönük olduğu değildi önemli olan… Geleceğimizin ne kadar parlak olduğuydu… Jizz’in gözlerine yine baktığımda acı gördüm ya da gördüğümü sandım, bilmiyorum…

“Kanıtla.” Hadi ya, kanıtlaymış. Sen kardeş olmadığımızı kanıtlasana.

Bildiğim şeyleri kafamda toplamaya çalışıyordum. Benim annem, onun annesinden nefret ediyordu. Annemin adı Kayla’ydı. Kayla, Meredith’e bir lanet uygulamaya çalışırken Gisellé ve beni, birbirimize bağlamıştı. Bu kan bağı, birbirimizi tanıdıktan sonra güçlü duygularımızı hissetmemize yol açacaktı. Bu bağ, birbirimiz üzerindeki etkilerimizi arttırıyordu. Kayla, Meredith’i öldürünce kaçtı ve beni de bir başıma bıraktı. Babamın adını bilmiyordum. Onun hakkında bildiğim tek şey, ondan nefret ettiğimdi. Bir de, onun bir p*ç olduğunu biliyordum. Lanet olsun, ondan nefret ediyordum.
Gisellé’nin babasından nefret ettiğini anlayabilmem için, onun duygularını hissetmem gerekmiyordu. O nefret, gözlerinden okunuyordu. Bir sürü duyguyu bir anda hissediyordum. Ama bunu hisseden de ben değildim. Jizz’in hisleriydi. Çok dengesizdi. Bana inanmak istiyordu, ama… Evet, bir de aması vardı. Ama istemiyordu. Âdeta kendisiyle çelişiyordu. Jizz’in aklından geçen birkaç anıyı ben de aklımdan geçirir gibiydim. Babamın yüzü, bulanık bir şekilde gözümün önünden geçti. Korkuyla ve nefretle gözlerim açıldı. Onun yüzünü şeytan görsün! Hoş, ben de şeytan sayılırdım… Ben de görebilirdim o zaman… Gereksiz düşüncelere dalmadan, söze başladım.

“Kayla, yani benim annem, Meredith’den nefret ediyordu. Kayla, Meredith’e bir lanet uygularken seni ve beni birbirimize bağladı. Şimdi de bu bağ, güçlenmeye başladı. Birbirimizi tanıdıktan sonra, anılarımızı ve hislerimizi hissedebilecektik, şu anda benim senin zihninde babamı gördüğüm gibi. Çok da çelişiyorsun bu arada, eklemeden geçemeyeceğim. Babam hakkında bildiklerime gelince… P*ç olduğu dışında bildiğim bir şey yok. Ama aramızdaki kan bağı yüzünden asalarımızın da aynı olduğunu düşünüyorum.”Cebimden asamı çıkardım ve ona uzattım.

“Al, bakalım seni tanıyacak mı?” Asamı uzatmış, almasını beklerken yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. Gisellé’ye kanım kaynamıştı. Beni sevmediğini bilsem de, ben onu seviyordum. Kayla, Meredith’i öldürmüşken beni nasıl sevebilirdi ki? Ona göre annem oros*unun tekiydi. Haksız da sayılmazdı. Bildiğim kadarıyla Meredith, babama gerçekten âşıktı. Ama Kayla’nınki sadece inattı. O, yani babam, Kayla’ya ait olmadıkça, Meredith’e hiç ait olamayacaktı. Babam, bu iki kadını kendisine nasıl bağlamıştı? Babam da bir gün gerçekten âşık olup acı çeker umarım… Belki de çoktan âşık olup evlenmişti… Ya da çoktan âşık olup acı çekmişti, kim bilir… Jizz, asayı almak için elini uzattı. Birden duraksadı ve elini aşağı indirdi. Gülümseyerek konuştu.

“Botanik dersine geç kalıyoruz.” Diye diye bunu mu demişti? Ama Jizz de haklıydı, geç kalıyorduk.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Veranova
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Novia Rpg :: Karakter İşlemleri. :: Ana Hatlar :: Meslek Seçimleri-
Buraya geçin: